" BEN BİR SİNEĞİ BİLE YARATAMAM "

dediğim yerden yeniden yarattım şiirlerimi.

Cuma

XXIII - Faniye Meşru Kılmak

Büyük bir aşka ihtiyacım var. 
Sevilmeyeni her zaman sevmeye 
Sevildiğimde tekebbür etmeye ve 
Ardından sevgiliyi kifayetsiz bırakmaya... 

Büyük bir inanca ihtiyacım var.
Alafranga bir seccadeye eğilmeye... 
Eğreti bir minareden  
Gök kubbeye dört nala... 

Büyük bir yaratılışa ihtiyacım var. 
Günahlarımı bir çırpıda affetmeye... 
Sil baştan varlığımı ve bid’at etmeye... 
İntiharı faniye meşru kılmaya... 

Benim büyük bir sağduyuya ihtiyacım var...

XXII - Tevekkülün Dili

Tanrı yakıştırmadığı her şeyi yırtıp attı üstümden. 
İsyanım boşaydı, dinlen dedi.
Dinle, layığın dilindedir.
Sözün iyisi kötüsü olmaz. 
İsyan ettiğin ne varsa duan sayarım.
Şükrettiğin neyse katlar sunarım. 
Dinle, niyetin dilinden dökülendir.
Tevekkülü yakıştırırım sana.
Zehir içtinse tövbe et, tövbendir şifan.
Derdi verende benim dermanı veren de.

Perşembe

XXI - Olsan

Olsan. 

En temiz takımım üzerimde olurdu. 

Köşe başındaki kadından alırdım demetini. 

Ayağımdaki kunduranın çıkardığı ses hızlanırdı

adımlarım koşar olurdu... 

Bozulur diye saçlarımı rüzgardan sakınırdım. 

Elim, sokağındaki köpeğin başını okşardı. 

Merdivenleri gözüm kesmese bile üçer beşer çıkardım. 

Gülüşüne kavuşunca, dudaklarına ilişirdim. 

Gerdanından aşağı, gözlerimden hasretlik akıtırdım. 

Gözlerim, allanıp pullanan yanaklarından entarine deyin süzerdi. 

İçmeden sarhoş ederdin. 

Olsan. 

Ne pare pare silinirdi zaman 

Ne de ben bunu dert edinirdim. 

Olsan. 

Toprağına düşüremediğim çiçekleri, satır aralarında kurutmazdım. 

Olsan. 

Öldün diye satırlara ağlamazdım. 

Çarşamba

XX - Bütün Dünya Üzerimde

Ölümü kanıksamak doğumdan önce başlarmış.
Avunmaya duyduğum ihtiyaçtan ibaretmiş yaşamak.
Sahi nedir bu ?
Bir elbise dikmiş tanrı üzerime,
Sanki bütün dünya üzerimde...

Cumartesi

XIX - Sessiz Bir Veda

Anlamanı beklediğim şeyleri
Anlatabilecek takati kendimde
        bulsam,
Anlayabileceğin umudunu sende
        görsem,
Ayrılığı kuşkusuz dilime meze etmezdim.

Cuma

XVIII - Sevgili Kızım

Kör sağır dilsiz mi olmak gerekir,
Toz pembe duvarlarımız yıkılmasın diye.
Temelin altında çürüyen kemikleri görmezden mi gelmeliyiz?
Ve sevgili kızım çok düşünmemelisin!
Derin fikirlere daldığın bu saatlerdir tehlikeli olan.
Kemiklerin kokusunu duyar bulandırırsın suyunu
Saat 2 ye varmadan uyu!
Sevdiğin kuşkusuz en masum haliyle uyumakta yanında.
Pembe düşlerini sıkı sıkı ört üstünüze, ve
sevgili kızım
Saat 2 ye varmadan uyu!

Salı

XVII - Kokun Geçti Yanımdan

Tesadüf  falan mı bilmem de...
Bundan sene evvel önceydi,
Kokun geçti yanımdan.
Hani ben böyle koku bilmemişim.
Kestaneleri ezmişim de göğsümde,
Üzerine gül kokuları damıtmış gözlerin.

Perşembe

XVI - Rüzgar, Deniz ve Ben

zgar, atmosferi bıçak gibi bin bir parçaya ayırmak için eser.
Deniz, göç etmek isteyen deniz kabuklarını taşımak için dalgalanır.
Ve ben, geceleri büyüdüğümü kabullenebilmek için ağlarım.
Mesele ne rüzgardır ne de deniz.
Mesele kabullenemediğimdir. 
Mesele gelişigüzel geçmiş zamanın, beni olduğum yerde unutmasıdır. 

Salı

XV - Zamansız

O kadar vermiyorsun ki bana
                           zamanından,
Tek başıma sevmeyi öğrendim.

Çarşamba

XIV - İhtimal

Uzlaşmış olamayız.
Ben bir gün her şeyin bitebilme ihtimaliyim...

XIII - Güzelleme

 Ayçiçeği deriyorum gönül tarlana,
Ki terk ettiğin günlere birer güzelleme bu.

Unutma, kolayca pişman olabilme payı bıraktım aramıza.
Çünkü hala dönebilme ihtimaline bi' güzelleme bu.

Pazar

XII - İhanetin Kokusu

İhanetin kokusu varmış.
Bakışları, sesi...
Rengi, ahengi...
Tanışları, arkadaşları, ailesi varmış.
Hanesi, yastığa koyabildiği bir
                                            başı varmış.

Evet.
Her ihanetin bi' en başı varmış...

Pazartesi

XI - Sevgi: Bir İfade Biçimi

Kalemi heybesine büyük gelen bir şairin
Kendini ifade edebilme biçimi gibiydi, sevgi.

Çarşamba

X - Kederin Fazlası

                                   Kavrayamıyorum bazı geceler neden çaresizliğe düşüyor insan...
Yarına götüremeyeceği manasız kederler dolduruyor heybesine.
Oysa biçtiğinin fazlasıdır, keder.
İçebildiği kadarına kansa,
fazlasına hacet duyar mı insan?

Cumartesi

IX - Sitem

Yıllar sonra çıktın, dikildin misal karşıma.
"Böyle otur, ayakta kalma" der
                         yine gönlüme buyur ederdim seni...

VIII - Taç Yapraklı Gençliğim

Hangi olasılıkta olursam olayım
Özlem duyduğum tek bir çağım var
| Taç yapraklı, bahar kokan
                                      gençliğim...

VII - Bilirim, Öğrendim

Bu hususta şahsi meselemdir, sevmek.
Beklentisiz,
karşılıksız.
Ki en derin hayal kırıklığını,
Sevilmek için sevdiğini anlayanlar yaşar.
Bilirim
öğrendim.

VI - Sürçülisan

Sürçülisan ediyorum gıyabında konuşurken.
Halbuki sözlerimin tümü senden geçer.
Senin benden öylesine gelip geçtiğin 
gibi.

V - Ayrışım

Karışıyorum kabuğumun içinden
bilmediğim tuzlu sulara
| Ayrışıyor fikirlerim fikirlerimden.





IV - Değişiyorum Ben

Aşikar bu değişiyorum ben
Alıyorum bakmayı bilmediğiniz gözlerimi sizden.
Alıyorum, bilin! 
Öpmeyi bile beceremediğiniz dudaklarımı.
Ne vardı sanki
Edebiyle sevişmenin adabını anlasaydınız.
Bende gömmeseydim ruhumun serin sularına
tüm çakıllarıyla tenimi...



III - Tanrım, Korkuyorum

Ve korkuyorum tanrım.
Ürkmeyi bilmeyen tanrısız bir ceylandıysam da 
artık tırnak uçlarıma kadar 
korku içindeyim.

II - Bir Sayı Tuttum

Saatlerin ardına sığınmış sanki zaman,
Soğuk sızdırıyor içime gecenin seyrekliği.
Penceremden avuçlarıma dolan yaldızları işliyorum üzerime,
bir sayı tutuyorum sonra aklımdan,
En çok o yaşımı özlüyorumdur diye.





I - Sen Denizine

Kendime çizdiğim çizgilerin toplamından bir köprü inşa ettim.
Sonra da köprümü aşıp bıraktım kendimi " sen " denizine.